Ziyade Olsun

Vakitsiz bir süredir kağıt ve kalemle bakışıyoruz. Benden bir şeyler yazmamı istiyorlar. Oysa ben gelişine bu kadar hayret içindeyken, gidişine bir şey diyemiyorum. Elbette vardır söylenecek bir kaç söz ama biz son konuşmamızda o kadar çok sustuk ki söylenecek bir şey kalmadı. Bazen iyi ki sustuk diyorum. Zira bir kelime daha etseydik ağlardım. Boş yere gözlerimiz tuzlanacak, ayarları bozulacaktı. O gözlere gülmeyi en çok yakıştıran sendin oysa. O gözler şimdi doğup büyüdüğü eve bile yabancı olma halini izliyor. Beni hayallerime yakınlaştıran da uzaklaştıran da sendin. Öyle ya bu kısacık ömrümüzde hayal kurma mertebesine de eriştik. Sonuçta her gerçek altında bir hayal unsuru barındırır. Bu gece seninle son kez hayal kuruyorum. Ve söz veriyorum. Bugün değilse yarın. Yarın değilse ertesi bir vakitte. Bir gün bu ağaç sesleri ve nikotin kokusu ile kurduğum hayaller gerçeğe dönüşecek. Elbet bir gün duyacağım yahut hissedeceğim alkışlarını. Ardımızda kalan ise bir hoş gülümseme olacak. Öyle ya yaşanılan her şey bir gülümsemeden ibarettir. Elimizde kalan tek şeydir o yanağımızdaki ufak kırışıklık. O kırışıklıklara bir çizgide sen ekledin. Ziyade olsun ben kalkıyorum.

Yorum bırakın